"hele bir gel"
Her şeyin bu hızda akması, sürekli bir şeylerin değişmesi bazen canımı sıkıyor. Evet tamam zaman durağan bir kavram değil, bir şekilde biz ne yaparsak yapalım akmaya devam ediyor. Mesela akmak kelimesini kullanıyoruz zaman için. Su için de aynısını kullanıyoruz. Zaten "zaman su gibi akıyor" sözü de var kültürümüzde. Tüm bunları anlıyorum, tüm bunları kafamda bir yere oturtuyorum evet. Yine de kabullenemediğim olaylar da olmuyor değil işte. En çok da kendimi kabullenemediğimden sanırım bu hıncım. Çünkü öylece duruyorum ben. Hiçbir emek sarf etmeden, hiçbir topu kurtarmaya gitmeden. Her şey benim dışımda gelişiyor, oysa benim müdahil olmam gerek bazılarına, hatta birçoğuna. Bunu yapamıyor olmak yoruyor en çok beni. İnsan durduğu yerden de yorulabiliyor demek ki. Marguerite Duras'ın yazmak kitabını okuyorum. Düşüncelerinin bir kısmı kesinlikle benim de içimden geçenler, bir kısmı bambaşka hiç aklıma gelmeyen şeyler. Onun cümleleri sayesinde yazıyorum şu an b...