Kayıtlar

Nisan, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Başarısızlıklar dönüşür

   Nihayet bulmuştu gerçek lezzeti. Tam bir yıldır bunun için uğraşıyordu ve emekleri karşılıksız kalmamıştı. Mutfaktan çıkarak "sonunda oldu, işte bu aradığım tat" diye bağırarak babasının yanına geldi. Babasına da poğaçadan bir lokma verdi ve yüzündeki ifadenin değişimini bekledi. Babası lokmayı güzelce çiğneyip yuttuktan sonra gülerek kızına sarıldı. Gerçekten de bu tıpkı eşinin yaptığı poğaçalar kadar lezzetliydi. İşte bu tam olarak o bilinmeyen tarifti. Doğru tarifi birçok çabadan sonra bulmuştu kızı.     Nilüfer annesi gibi harika yemekler yapabilmek istiyordu çocukluğundan beri. Zaten doğduğundan beri deniz kıyısındaki küçük sevimli restoranlarında geçmişti ömrü. Okula başlayana kadar tüm hayatı bu restoranda geçiyordu. Okula başladıktan sonra da okuldan artakalan tüm zamanları burada geçmeye başladı. Bazen mutfakta annesine yardım ediyor bazen de servise bakıyordu. Babası Muhsin Bey matematikte toplama çıkarma işlemlerini öğrenmeden önce ona para üstü ve...

Yol hayalleri

   Yol yazılarımın sıklığı artıyor gibi çünkü bu aralar yolcuyum. Hangimiz yolcu değiliz ki zaten diyerek mevzuyu tatsızlaştırmaya niyetim yok. Ama doğru hepimiz yolcuyuz bir metafora göre. Neyse bu başka bir mevzu. Ayrıca bu blogda yazacağım dediğim tek düzenli yazı serisi yol yazıları oldu. Diğerlerinde kendi kendimi motive edip sözümü tutamadığım için ne kadar üzgünsem bu seriye devam edebildiğim için o kadar mutluyum. Nasip bakalım şimdilik elimizde olanlara sevinmeye devam edelim. Mesela bu yazının sürmesinde temel sebeplerden biri şehir dışında okuyor olmamdı, mezun oldum ama yüksek lisansa başladım, şimdi de derslere gidip geliyorum belirli aralıklarla, yani yüksek lisans için bu kadar çabaya gerek var mı şu an emin değilim ama işte gerçek bir ilim talebesi olma adayıyım bence bu halimle.     İnsan hayatındaki tüm seçimleri, kararları yönetemiyor her zaman. Bazen de olması gereken öylece oluveriyor ve siz de akışa uyum sağlıyorsunuz bir şekilde. Hayatımın...

Ramazana dair kısacık bir yazı

   Ramazan geldi. İki kelimeyle tüm hislerimi aktardığım cümle budur. Ramazan sevinç getirir, hüzün de getirir, huzur getirir en çok benim için. Spesifik olarak hatırlanabilecek anılar getirir beraberinde. Şu ramazan şöyle geçmişti diye anabileceğim zamanlar getirir. Sezai Karakoç'un Samanyolunda Ziyafet'ini getirir. Artık hayatta olmayan insanların anılarını getirir. Artık yaşanması mümkün olmayan bazı olayları akla getirir. İçi kıpır kıpır yapan aynı anda da bir burukluk verebilen bir ay benim için. Birbirine zıt hisleri yaşatabilen pek az şey varken dünyada, bunun varlığı kıymet gerektiriyor benim açımdan.     Küçükken daima ailemle geçirdiğim ramazanlar sonraları daima arkadaşlarımla geçirdiğim ramazanlara dönüştü. Sonra zamanla nerede nasıl geçirdiğimi önemsememeye başladım sanırım. En kıymet verdiğim aileyle bayram geçirme kısmı bile artık farklı şekillerde yaşandığında beni eskisi kadar etkilemiyor. Buna büyümek mi deniyor, alışkanlıklardan sıyrılmak mı d...