Bildiri iki

   Güzel bir günün gecesinde yazıyorum diyebilmeyi çok isterdim. Yarın islam hukuku sınavım var ve nerdeyse hiç çalışmadım denecek kadar az şeye baktım. Ki bilen bilir ben çalışmadım diyorsam gerçekten çalışmamışımdır, 'hiç bakamadım ya' diyip 90 almam, çok çalışmış olsam da 90 almam gerçi, hiç o kadar çalışmadım ama şimdi günahıma girmeyeyim. Neyse. Final haftasındayız, 2020'ye girdik, yağmur yağıyor, kar hala yok, saatler 02.00. Bu saatte bir insan ya ders çalışıyordur uyumaz, ya acı çekiyordur. En güzel ihtimalle otuzuncu rüyasını görüyordur. Peki ya ben hangi kategorideyim, hiçbirinde. Kendime üzülüyorum. Kariyer hayatımla ilgili birtakım değişikliklere gitmeye karar vermeye çalışıyorum, henüz düşünme aşamasındayım -dışarıda fırtına var her yer uçuşuyor.- Böyle kararlar da hep sınav haftalarıma denk geliyor ne yazık ki. Biliyorum bu kararlar ders çalışmama engel olmamalı ama insan bir şeyi gerçekten istemiyorsa o şeyle ilgili -normalde hoşuna gidecek bir şey bile olsa- bir isteksizlik oluşuyor. Ne diyebilirim ki, tembelliğime kılıflar uydurmaya çalışıyorum açıkça. Allah hayrımı versin. 
   Neden yazdığımı bilmeden aklımdan geçeni -neredeyse ilk cümleyi- yazıyorum. Tabi ki direkt ilk cümleyi yazmıyorum her seferinde, tam bir facia olurdu, düşündüklerimi bilmeye hazır değil insanlar. Sadece içimde volkanik bir patlama yaşanıyor ve lavları içimde tutamıyorum. Benzetmenin bu kadar kötü olması ve sürekli ara cümle atıyor olmam beni de sinirlendiriyor ama ne yapalım insan bırakıp gidemiyor kendini. Ayrıca kendimle iyi anlaşmaya dair kaçıncı söz verişim hatırlamıyorum. Mevzu kendim olunca sözlerimi de savsaklıyorum. İlginç. 
   Bu arada ilk akademik çalışmamı yapıp çıktı aldım, nice krizlerden çıkan bir seminer olduğundan kontrol etmemiştim son kez, çıktı aldıktan sonra bir bakayım dedim, bir de ne yanlışlar göreyim. Düzenlemesi yapıldı ve yarın teslim edilecek inşallah. Umarım geçirdiğim krizlere değer bir ödev olarak görür hoca da. -Alt kattakiler bu saatte takır tukur bir şeyler yapıyor, hoş değil-  
   Cümlelerimin devrikliği, paragraflarda asla bir konu bütünlüğü olmayışı ve alt kattakiler. Mantıklı hiçbir şey olmuyor şu an. Fonda 'Selami Şahin-Seninle başım dertte' çalıyor. Harika bir pazar gecesi-pazartesi sabahı şarkısı. Bahsetmek istediğim birkaç şeyden bahsedeyim, olaysız dağılalım yoksa bitmeyecek. 
   Mesela arkadaşlar, ben istiyorum ki, insanlar ne düşünür diye endişe etmeden istediğimiz şeyleri rahatça yapalım, gidip birine selam verelim ve muhabbet başlatalım mesela, gidip ege köylerinden birinde bir işletme açalım, bir şiir yazalım ansızın, bir şarkı sözü, birdenbire içimizden geldiği için seni seviyorum diyelim eşe dosta, bir çiçek büyütelim, bir yetimin başını okşayalım, bir hayvana el uzatalım, bir bilet alalım nereye olursa olsun. Sonucunu düşünmeyelim bazı şeylerin. Benim çıkarım ne olacak demeyelim. E yaptım da ne oldu diye geçirmeyelim içimizden, yapmış oldun çünkü sadece, yapabiliyor oluşun verdiği özgürlük ne demek biliyor oldun. Ve biz bilelim ki bir şeyler değişecekse işte böyle küçük şeyler sayesinde değişecek. Devrimler olduğunda tam o an olmaz, onun bir alt yapısı vardır, ince ince işlenen bir plan vardır arkasında. İşte bu da onun gibi. Zaten yüreğimiz, aklımız bizden bekliyor bunu, biz bizden bekliyoruz. Sadece yapmaya çekiniyoruz, üşeniyoruz, emin olamıyoruz bazen. Demiyorum ki mantıksız kararlar ver. Sadece mantığını her zaman duygularının önüne koyma. Her yer ciddiyet kokuyor zaten, biraz da neşe olmasın mı sağda solda. Çok uçarı olduğumu mu düşündünüz. Bence de öyle. Bunda bir mahsur görmüyorum. Ne bana ne bir başkasına zarar vermedikçe gayet uygun buluyorum hatta. 
   Şarkılar bitti, dakikalar ilerledi, yazacak milyon şey var ama erteleyeceğim çünkü fizyolojik uyarılar veriyor bedenim. Uyumam gerek. Sabah erkencikten uyanıp ders çalışmam gerek. Çok fazla şey gerek, bunlar için de sağlam bir ben gerek. Bu yüzden son dilek ve temenni cümlelerimi yazmadan bitiriyorum bu yazıyı. Elveda. 

Yorumlar

  1. kar yağdı düzeltmesi yapıyorum 🌞

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evvet, sabaha beyazla açtık gözümüzü çok şükür ☃️

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yüzyıl sonra yeniden

Ben ne yaşıyorum allasen

Yine yolda