Kayıtlar

Ocak, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Cururu'nun çalınan mutsuzluğu

    Selamlar ve hürmetler.    Yeni birtakım yazı serileri çıkarmak istiyorum fakat henüz net bi şekil belirmedi kafamda. Yani böyle iç dökmek iyi hoş falan ama hakikatli bir şeyler ortaya çıkarabiliyor muyum ben esas bunu öğrenmek için girmiştim bu işe. İşte ona bir bakalım istiyorum hep birlikte. İç dökmeye devam, orda bi sıkıntı yok. Bugün de böyle bir şeyler karalamak istedim.     Yaptığım planlara tamı tamına genelde uyamıyorum. Mesela aylık, haftalık ya da günlük programlar yapıyorum. Birini yapsam biri kalıyor. Kendimi çok zorladığımdan değil haa, işime gelmiyor sanırım bazı şeyler. Yine de program yapmaktan yılmıyorum. Belki bu kez yaparım diye. Bu huyumu seviyorum, "belkicilik." İhtimaller güzel, insana umut veriyor. Fakat bazen net olmak daha da güzel. Yer ve zaman ayarlamak mühim. Mesela her ay burada 5 yazı yazayım demiştim, bu ay uyamadım, yine de bunu her ay yazmaktan vazgeçmiycem. Belki bi ay uyarım, bu beni bir şekilde motive ediyor, e...

Yeniden başlamak mı?

   20'li yaşlara girince bi tık daha büyüyoruz, bu bir gerçek. Lakin yine de hala çok küçüğüz. Çünkü bu dünya üzerinde 20 yıl görmek demek her şeyi anlamak demek değil. Zaten yaş almakla yaşlanmak da aynı şey değil. Şayet yaşlılık; daha erdemli, daha tecrübeli olmak demekse, hiç aynı şey değil. Çünkü yaş alıyoruz elimizde olmadan. Elimizde olan şeyse o yaşların içini hakikat ile doldurabilmekliktir. Nedir bunun manası? Gerçeği arayarak geçirdiğimiz her gün bizim için bi nebze daha anlamlı olacak demektir. Hala çocukça küskünlüklerimiz, gereksiz şeylerle ilgilenmelerimiz, ömrümüzü hiç uğruna heba etmelerimiz varsa ortada büyük sıkıntı var demektir. Ha şöyle çocukça; çocuk ne yaptığını bilmez ve yarın unutacağı şeyler için saatlerce ağlar, küser konuşmaz ya, öyle. Yoksa çocuklar belki bizden daha verimli yaşıyor hayatı, çünkü her gün öğreniyorlar yeni şeyler. O ayrı, çocuk kalmak ayrı, içindeki çocukla yaşamak ayrı, çocuklaşmak ayrı, çocuk olmak apayrı bir şey. Hepsinin farklı a...

Vazgeçilemezliğin şanlı vazgeçilirliği

    Bazen hayal kırıklığı insanın kendine gelmesini sağlayabiliyor. Ne türlü düşünürseniz düşünün. İster kendi hayal kırıklığımız söz konusu olsun isterse bir başkasının hayallerinin yıkıldığını görmek olsun. Neden bilmem beni en çok etkileyen başkalarının hayalleri oluyor. Nasıl oldu da yapabildim diyorum. Çok sık olmuyor fakat olunca hep en ağır şekilde yaşıyorum bunu. Pişman olacağınızı bildiğiniz şeyler vardır. Yanlış olduğuna emin olduğunuz nerdeyse. Yine de yaparsınız. Heh işte ben o konuda üstüme tanımam. Yani bir bardağı tezgahın köşesine koyduğunuz an onun düşeceğini bilirsiniz ya hani, ben de biliyorum, fakat koymadan önce dikkat etmiyorum. Koyduğum an başlıyor pişmanlığım. Yine de her seferinde bıkmadan usanmadan deniyorum. Ya bu kez düşmezse. Öğrenememezlik bir kusurdur arkadaşlar. Öğrenmek istememezlik ise salaklık. Böyle şeyler yapmamalıyım. Bu biiir.    İkinci olarak, şu kendimle barışma olayını bir an önce çözmem gerekiyor zira hayatımı hoş etkilediğ...