Kayıtlar

Mayıs, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ayların en güzeli

   Ramazan'ın gelmesi bende büyük bir etkiyle karşılık buldu. Zaten geleceği için epey heyecanlıydım öncesinde. Gelince de tüm güzelliğiyle geldi elhamdülillah. Bugün 9. gün. Ben ilk defa günlük tutmaya karar verdim bu Ramazan. En azından dedim 1 tane olsun günlüğüm bulunsun şu hayattan göçmeden. Onun için harika bir zaman belirlediğimin farkında olmakla birlikte yine düzenli bir iş yapamıyorum. Olsun. Önceki günlerin hesabını da hallediyoruz aramızda,  yazamadığım zamanlarda. Anlatılacak o kadar çok şey birikti ki. Fakat oturup bir şekilde anlatmaya elim varmadı hiç. Şimdi zamanı ve yeri geldi sanırım. Bu yazı birden içten gelerek değil, artık yazı yazmalıyım ve dökmeliyim içimi dediğim bir gün içinde biraz görev bilinerek yazılmıştır. Esasında ben sevmem öyle görev bilerek yaptığım işleri, biz de esas; gönül vermektir. Gönülsüz de olmadığımdan bu tam sorumluluk sonucu sayılmaz. Uzattım, yazıya geçelim.     Bu ramazanda ailemden uzakta olduğum için bir mi...

Kaybetme sancısı

   Fikirlerinden ve hislerinden sıyrılıp yalnızca yaşamak isterken kendini her seferinde büyük çatışmanın arasında buluyor. Anlam veremediği onca şeyin kendi etrafında bunca dönüşünü aklı almıyor bir türlü. Elinden gelenin en iyisini yapmaya azmettiği zamanları düşünüyor ve bir de şimdiki zamanları. Şimdi her şey boş, her şey sadece sırtına yük gibi geliyor. Gereği olmadıkça bunca şeyi sırtlanmanın bir önemi olmadığını düşünüyor. Çünkü hisleri ve hayalleri gelişmemiş bu konuda henüz. Bilmiyor yalnızca güzellikler için katlanılabilir bu kadar karmaşaya. Yalnızca sabredenler güzele ulaşabilir, bunu bilmiyor. Sıkıntılarını her seferinde başka başka yerlerde giderebileceğini zannediyor. Aslolanın görmek olduğunun idrakına varamıyor. Görmek istemiyor, bilmek, duymak, okumak, anlamak istemiyor. Sadece bitsin istiyor ve sonra neden bu halde olduğunu sorguluyor. Kendiyle çelişiyor mu dediniz? Evet tam olarak kendiyle çelişiyor. Bir türlü barışamadığı kendiyle. Yo düşman bellemiyor ken...

Şahıs burda neler saçmalamış

   Uzun zamandır yine yazamıyorum. Bazen olur ya insan hep yaptığı, yapmayı sevdiği şeyleri bile yapamaz hale gelebilir. Bir olay, bir his, bir insan, bir mekan. Her şey buna sebep olabilir. Sebepleri araştıran bi insan değilim yaradılıştan. Sonuçlara odaklanırım. Yazamamak benim için büyük bir eziyet. Zira başka türlü bir şeyler nasıl anlatılır pek bilmiyorum. Mesela konuşurken çok konuşuyorum, yani anlatıyorum. (Bir akademisyenimiz demişti ki -bir saat konuştuktan sonra- ben normalde çok konuşan bi insan değilim ama anlatmaya başlayınca duramıyorum) gerçekten tam olarak bu. Hep bunu kullanacağım hazır olun. Bilenler bilir, bi şey anlatacağım zaman olayın evvelini, girdisini çıktısını, her türlü verisini anlatmadan edemiyorum. Sanki onları anlatmayınca anlaşılmayacakmış gibi geliyor, halbuki alakası yok. Düzeltmem gereken huylarımdan biri de bu, sanki hiç yokmuş gibi bir de bununla uğraşacağım hadi bakalım. Neyse. Yazarken de bazen çok açılıyorum, yani yazıyorum yazıyorum son...