Şahıs burda neler saçmalamış
Uzun zamandır yine yazamıyorum. Bazen olur ya insan hep yaptığı, yapmayı sevdiği şeyleri bile yapamaz hale gelebilir. Bir olay, bir his, bir insan, bir mekan. Her şey buna sebep olabilir. Sebepleri araştıran bi insan değilim yaradılıştan. Sonuçlara odaklanırım. Yazamamak benim için büyük bir eziyet. Zira başka türlü bir şeyler nasıl anlatılır pek bilmiyorum. Mesela konuşurken çok konuşuyorum, yani anlatıyorum. (Bir akademisyenimiz demişti ki -bir saat konuştuktan sonra- ben normalde çok konuşan bi insan değilim ama anlatmaya başlayınca duramıyorum) gerçekten tam olarak bu. Hep bunu kullanacağım hazır olun. Bilenler bilir, bi şey anlatacağım zaman olayın evvelini, girdisini çıktısını, her türlü verisini anlatmadan edemiyorum. Sanki onları anlatmayınca anlaşılmayacakmış gibi geliyor, halbuki alakası yok. Düzeltmem gereken huylarımdan biri de bu, sanki hiç yokmuş gibi bir de bununla uğraşacağım hadi bakalım. Neyse. Yazarken de bazen çok açılıyorum, yani yazıyorum yazıyorum sonra bu kadar şeyi yazmaya gerçekten gerek var mıydı diyorum ama birden dökülüyor kelimeler. Elimden gelen pek bir şey olmuyor, üzgünüm. Bugün de sanırım öyle bi durum olacak gibi hissediyorum. Başlangıcım baya uzun olduğuna göre. Paragraf açalım madem.
Asla bitmeyen bir okulum var ve bugün onun üzerine bir şeyler karalamak istiyorum. Kafamda her gün yeni yeni sayfalar açılıyor. Bir gün düşündüğüm ertesi gün kayboluyor ve yerine başka bir şey geliyor. Böyle böyle kafayı yemeye ramak kaldı galiba. Şimdi öncelikle hali hazırda hala 2 sene var önümde (bu seneyi saymamak beni yıpratıyor çünkü hala 1 ay okul ve 15 gün finaller var, saysam değmeyecek, saymasam gönül razı değil, neyse ben bi şey demiyorum) Bazen diyorum ki yok olmayacak ben bitiremeyecek gibiyim, yeniden bırakayım -daha önce bırakmışlığım var, 1 senelik bir süreç- sonra diyorum ki bitirmesen ne olacak yapacağın daha iyi bi şey var mı, yok. Okuldan oldum olası haz etmeyen biriyim. Liseyi düşünüyorum, asla 80'li 90'lı notlarla falan bitirmedim okulu. Her sene sınıfta kalmışlığım vardır. Hep yazın ortalama yükseltme sınavlarıyla paçayı kurtarırdım. Son sene açıköğretime geçtiğimde dahi bir dersim kalmıştı ve üniversite tercih sonuçları açıklandığında ben diplomamı almamıştım. Böyle bakınca evet tembel bi insan gibi görünüyor olabilirim. Fakat alakası yok, desem yalan söylemiş olur muyum diye düşünüyorum şu an. Sevdiğim şeyler bunlar değil diyelim. Sevdiklerimi bıkıp usanmadan yapıyor muyum, bazen. Ben hiçbir zaman her şeyi aşkla ve şevkle bıkmadan yapan bir insan olmadım sanırım. Neye hevesle başladımsa yarım bıraktım. Çabuk sıkılırım. Sebat etme gibi özelliklerim pek baş göstermez. Bunları neden size anlatıyorum hiçbir fikrim yok. O zaman geçelim.
Okulu bırakıp bırakmamak hala bir muamma. Bunu zaman gösterecek ve bir şekilde hayata devam edeceğiz. Öyle ya da böyle. Şimdi asıl sorun şu ki; hala ne yapmak istediğime karar verememiş olmam. Yani şöyle, ilerde okul bitsin veya bitmesin ben ne yapmak istiyorum. Eskiden -lisedeyken falan her şey daha uzakken hani- birçok şey çok netti. Şunları yaparım diyebiliyordum. Ama şimdi o kadar karışık ki her şey. Bazen bırakayım diyorum nasılsa bir şekilde olacağına varıyor her şey. Sonra onu da yapamıyorum çünkü ben plansız yaşayabilen bir insan değilim. Planlarına uyan bir insan da değilim belki. Benim sorunum plan yapmak. Gerçekleştirmek ya da gerçekleştirmemek mühim değil. Ben plan yapmanın hastasıyım. Plan yapmak hobilerim arasındadır. İnce ince hesaplanmış, detaylarıyla, düzgün bir program. Peki bunun kime faydası var? Bana yok. Başkasına olduğunu da görmedim. Al işte yine bir lüzumsuz işler gösterisi. Bu kısım da hiç hoşuma gitmedi şu an. Konuyu değiştirme girişimi yapıyorum.
Arkadaşlar bahsetmek istediğim çok şey var ama yine hangisini öne alacağımı bilemiyorum. Sürdürülmeyi bekleyen yazılarım birikirken yeni baştan bir yazı ile karşınızdayım ve bunun da sonunu getiremiyorum. Hep harika bir insan olduğumun farkındalığı içinde yaşamışımdır. (Aman ne harika) Konuyu değiştirememenin sızısıyla sizlere veda ediyorum o vakit. Bakınız bu gerçekten lüzumsuz bir yazı oldu ama belki bakar bakar halime şükrederim ilerde daha iyi biri olursam. Bunu paylaştığım için başımı taşlara vurmamayı temenni ediyorum.
Aklınızın gereğinden fazla karışmadığı, kendinizden umutlu ve oldukça memnun olduğunuz harikulade zaman dilimleri diliyorum. Kendinizi bildiğiniz ve kendinize düşman olmadığınız zamanlar. Hep beraber kendimizi seviyoruz. Cici kendim. Hoşça kalın.
Asla bitmeyen bir okulum var ve bugün onun üzerine bir şeyler karalamak istiyorum. Kafamda her gün yeni yeni sayfalar açılıyor. Bir gün düşündüğüm ertesi gün kayboluyor ve yerine başka bir şey geliyor. Böyle böyle kafayı yemeye ramak kaldı galiba. Şimdi öncelikle hali hazırda hala 2 sene var önümde (bu seneyi saymamak beni yıpratıyor çünkü hala 1 ay okul ve 15 gün finaller var, saysam değmeyecek, saymasam gönül razı değil, neyse ben bi şey demiyorum) Bazen diyorum ki yok olmayacak ben bitiremeyecek gibiyim, yeniden bırakayım -daha önce bırakmışlığım var, 1 senelik bir süreç- sonra diyorum ki bitirmesen ne olacak yapacağın daha iyi bi şey var mı, yok. Okuldan oldum olası haz etmeyen biriyim. Liseyi düşünüyorum, asla 80'li 90'lı notlarla falan bitirmedim okulu. Her sene sınıfta kalmışlığım vardır. Hep yazın ortalama yükseltme sınavlarıyla paçayı kurtarırdım. Son sene açıköğretime geçtiğimde dahi bir dersim kalmıştı ve üniversite tercih sonuçları açıklandığında ben diplomamı almamıştım. Böyle bakınca evet tembel bi insan gibi görünüyor olabilirim. Fakat alakası yok, desem yalan söylemiş olur muyum diye düşünüyorum şu an. Sevdiğim şeyler bunlar değil diyelim. Sevdiklerimi bıkıp usanmadan yapıyor muyum, bazen. Ben hiçbir zaman her şeyi aşkla ve şevkle bıkmadan yapan bir insan olmadım sanırım. Neye hevesle başladımsa yarım bıraktım. Çabuk sıkılırım. Sebat etme gibi özelliklerim pek baş göstermez. Bunları neden size anlatıyorum hiçbir fikrim yok. O zaman geçelim.
Okulu bırakıp bırakmamak hala bir muamma. Bunu zaman gösterecek ve bir şekilde hayata devam edeceğiz. Öyle ya da böyle. Şimdi asıl sorun şu ki; hala ne yapmak istediğime karar verememiş olmam. Yani şöyle, ilerde okul bitsin veya bitmesin ben ne yapmak istiyorum. Eskiden -lisedeyken falan her şey daha uzakken hani- birçok şey çok netti. Şunları yaparım diyebiliyordum. Ama şimdi o kadar karışık ki her şey. Bazen bırakayım diyorum nasılsa bir şekilde olacağına varıyor her şey. Sonra onu da yapamıyorum çünkü ben plansız yaşayabilen bir insan değilim. Planlarına uyan bir insan da değilim belki. Benim sorunum plan yapmak. Gerçekleştirmek ya da gerçekleştirmemek mühim değil. Ben plan yapmanın hastasıyım. Plan yapmak hobilerim arasındadır. İnce ince hesaplanmış, detaylarıyla, düzgün bir program. Peki bunun kime faydası var? Bana yok. Başkasına olduğunu da görmedim. Al işte yine bir lüzumsuz işler gösterisi. Bu kısım da hiç hoşuma gitmedi şu an. Konuyu değiştirme girişimi yapıyorum.
Arkadaşlar bahsetmek istediğim çok şey var ama yine hangisini öne alacağımı bilemiyorum. Sürdürülmeyi bekleyen yazılarım birikirken yeni baştan bir yazı ile karşınızdayım ve bunun da sonunu getiremiyorum. Hep harika bir insan olduğumun farkındalığı içinde yaşamışımdır. (Aman ne harika) Konuyu değiştirememenin sızısıyla sizlere veda ediyorum o vakit. Bakınız bu gerçekten lüzumsuz bir yazı oldu ama belki bakar bakar halime şükrederim ilerde daha iyi biri olursam. Bunu paylaştığım için başımı taşlara vurmamayı temenni ediyorum.
Aklınızın gereğinden fazla karışmadığı, kendinizden umutlu ve oldukça memnun olduğunuz harikulade zaman dilimleri diliyorum. Kendinizi bildiğiniz ve kendinize düşman olmadığınız zamanlar. Hep beraber kendimizi seviyoruz. Cici kendim. Hoşça kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder