Ayakkabılar da kavuşur

   Küçük adımlarla sakince odadan ayrıldı. Kapıyı kapatırken de aynı sakinliği muhakkak korumuştu. Saat sabahın beşiydi. Küçük kardeşini uyandırmadan evden çıkabilmeyi umuyordu. Hazırlanıp aşağı inene kadar hiçbir sorunla karşılaşmadığı için mutluydu. Ayakkabılarını alıp dış kapıdan çıkınca tamamen rahatlayacaktı. Fakat ayakkabılarla ilgili bir sorun vardı. Ayakkabılıkta onları bulamıyordu. Alt rafa baktı, üstüne baktı, ayakkabılığın yanlarına baktı, hayır, yoklardı. "Ayaklanıp gidecek halleri yok herhalde" diye geçirdi içinden. Ayakkabıydı bunlar, ayağa giyilir öyle gezebilirdi ancak. Belki de bu büyük bir yanılgıdır. 
   Ayakkabılar gece her zamanki gibi yan komşunun kızının ayakkabılarını görmeye gitmişti. Her gece ışıklar tamamen söndükten sonra kapının posta bölmesinden çıkar hışır hışır çimenleri geçer, kedilerle köpeklerin dikkatini çekmemek için türlü şekillere girerdi. Bir kez bir yavru kedi tarafından saldırıya uğramıştı da sağ tekinin arka kısmında küçük bir yırtık olmuştu. Çabuk eskirse çabuk çöpe gideceğini bildiğinden kendisine çok dikkat ederdi. Yavaş yavaş ilerleyip çitlerin altındaki kırık yerden yan evin bahçesine girerdi. O gittiğinde karşı komşunun kızının ayakkabıları verandada onu bekler olurdu. Birlikte bağcık bağcığa verip sahile yürüyüşe çıkarlardı. Sabaha kadar dolaşır güneş doğmadan evvel dönerlerdi. O gün de öyle olacaktı, fakat çocuk işleri karıştırmıştı. 
   Ayakkabıları yerinde bulamayınca daha fazla vakit kaybetmemek için bir terlik bulup ayaklarına geçirdi çocuk. Sessizce kapıyı açtı ve içerdeki kolu çevirdikten sonra kaldırmadan dış tarafından yakalayıp dışarı çıkınca kendine doğru çekti. Sonunda dışarıdaydı. Tam bu sırada aynı telaş yandaki evde de yaşanıyordu. Komşunun kızı da aynı şekilde ayakkabılarını bulamayıp terliklerle kendini dışarı atmıştı. Nasılsa ikisi kapıda birbirlerini görüp başlarıyla selam verdiler ve farklı yönlere doğru yol aldılar. Çocuk önce açık bir bakkal bulup birkaç tane çikolatalı süt ve su aldı. Kız da bir fırına girip simitler ve açmalar aldı. Sonra ikisi de sahile doğru yol aldılar. Hesapta bunlar beş kişilik bir arkadaş grubu olarak saat tam 5.30'da sahilde toplanacaklardı. O günün özel bir anlamı vardı çünkü. Tam beş yıl önce birbirlerine bir söz vermişlerdi. Her yıl nisanın 7'sinde arkadaşlıklarının sene-i devriyesini gün doğumunda birlikte olarak kutlayacaklardı. Tam dört yıldır sektirmeden böyle yapmışlardı. Fakat bu sene diğerleri unutmuştu, yalnız kızla çocuk hatırlamıştı bunu. Sahil yolunda karşılaştılar, birlikte her zaman oturdukları taşlara doğru ilerlerken taşların üzerinde ayakkabılarını gördüler. İkisi de şaşkınlıktan ne yapacağını bilemez halde daha hızlı adımlarla oraya gittiler. Gördükleri gerçekten onların ayakkabılarıydı. Önce ayakkabılara baktılar, sonra ayaklarına, sonra göz göze geldiler ve bir kahkaha patlattılar. Ayakkabılar da şok içindeydi. Zamanın nasıl geçtiğini kavrayamamış ve geç kalmışlardı. Artık çok geçti, oldukları yerde kalmaktan başka çareleri yoktu, onlar da öyle yaptılar. Kızla çocuk ayakkabılarının yanına oturdular ve diğerlerini beklediler bir süre. Bu konu hakkında en ufak bir kelime bile etmeden üstelik. Kimsenin gelip gittiği yoktu ve güneş doğmuştu çoktan. Birer simit yediler ve kakaolu süt içtiler. Kalkarken çocuk kızın ellerini tuttu ve bir söz vermesini istedi. Bu ayakkabıları atmayacak saklayacaklardı. Kız söz verdi, eve döndüler. Her ikisi de ayakkabıları kutulara koyup yataklarının altına kaldırdı. Ayakkabılar için bir süre hasret çekmek hasıl oldu.
   Aradan yıllar geçti. Bu sürede kızla çocuk evlendiler, ayakkabıları artık bir arada, aynı yatağın altında duruyordu.

Yorumlar

  1. Hikâyeleriniz sevgili Kırlangıç.. Özlediğim ve hasret çektiğim bir nefeslik deniz havasına kavuşmuşluk hissi veriyor. Var olasın..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu hissiyatı yaşamaya vesile olabilmek beni mutlu eder, teşekkür ederim. Nadiren aynı cümlelerde aynı hisleri yaşarız, genelde farklıdır fakat hissiyatlar. Sanırım işin gerçek güzelliği de orada saklı. 🌿

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yüzyıl sonra yeniden

Ben ne yaşıyorum allasen

Yine yolda