Bildiri

   Kar yağmasını bekliyorum. Tarih 30.12.19. Saat 02.19. Beklediğim başka şeyler de var; gelmeyeceğinden adım kadar emin olsam bile üstelik. Yine de umut dünyasında yaşıyoruz. Nasıl keseyim umudumu, dünyada bunca güzellik varken. Bunca da kötülük var diye geçirebilirsiniz içinizden. Evet, var, olacak da. Ben şu anda görmek istediklerimden bahsediyorum. İnsan hayallerinde de özgür olamayacaksa nerede özgür olacak zaten? 
   Seminer ödevim için hala kaynak taraması yapıyorum ve yarın hocanın yanına gideceğim, neyle dersiniz, 1 sayfalık bir yazı ile. Sadece kısa bir giriş yaptım ve biraz alıntılar ekledim o kadar. Ödev teslimi 1 hafta sonra ama tabii 3 gün sonra finaller başlayacağı ve ben daha hiçbir derse çalışmadığım için bu ödevin yarın, en geç sonraki gün bitmiş olması gerekiyor. Esasında pek bir şey kalmadı gibi. Çok az makale kaldı okuyacağım, sonrasında derleyip toparlayıp yazmak kalıyor. Umarım yeterli bir şeyler yazılabilir, zira bu hayatımda yazacağım ilk akademik çalışma. -Seçmeli ders olması, hiçbir hükmü olmaması bunu değiştirmez.- 
   Bu aralar yine derin sorgulamalar içine girdim. Halihazırda sorgulayıp bitiremediklerime bir de yenileri eklendi, hayırlı uğurlu olur inşallah. İleride yapmak istediklerim konusunda bazı gelişmeler kaydettim ve belki de üzerine çalışmalarımı yoğunlaştırdım, amma yine de birtakım şeyler hakkında tereddüt içerisindeyim. Tam olarak ne istediğimden ne zaman emin olacağım hiçbir fikrim yok. Yine de bence oldukça iyi gidiyorum kendime göre. Kendimi en çok kendimle kıyaslıyorum çünkü bana benden daha çok benzeyen pek kimse yok. En doğrusu bu gibi geliyor o yüzden. 
   Hayatımda yeni bir şeylere niyetleniyorum ya da niyetlenmeye niyetleniyorum mesela. Bazılarını yapıyorum, bazılarını yarım bırakıyorum, bazılarına başlamıyorum bile. Zaman kaybı gibi geliyor bazen yaptıklarım. Sonra bakıyorum, hayır bana tecrübe kazandırmış tüm bunlar. O yüzden diyorum ki, yaşamadan bilemeyiz, yaşayınca da ah etmemek gerekiyor bu yüzden. Korkmadan yaşayabilmek gerekiyor, sonucu ne olursa olsun başa çıkabilmek.
   Şu an da içimdeki durdurulamaz yazma duygusunu burada tüketiyorum, oysa ki dediğim gibi bir seminer yazmam gerek, diyorum ki, o da yazılır be sağlık olsun yeter ki. Gece geç uyuyup sabah erken kalkmanın  bir formülü var mı acaba, inşallah vardır. Tam olarak şu andan itibaren derin bir saçmalama ve gecenin ilerleyen saatlerine doğru gelen bir bilinç karmaşası başlayacak. Sağlık açısından yazının okunmaması tavsiye olunur. Ben yazacağım, çünkü buna ihtiyacım var.
   "İnsan söylemezse sevdiğini, deyemez imiş sevdığını." Mutlu ol yeter dizisinden bir alıntı ile devam ediyoruz. Belki daha da alıntılar yapılabilir. Bu söz çok eski olduğundan anlaşılamıyor, fakat çok değerli. Yine de anlaşılamayan şeylerin ne kadar değerli olursa olsun bir arka plana atılması sorunu vardır. Misal bir gün arkadaşıma küçük bir kavanoz içinde deniz kabuğumsu şeyler olan bir hediye almıştım. Kapağını açmadım, ne olduğunu da bilmiyordum fakat hoşuma gittiği ve onun da hoşuna gideceğine inandığım için aldım. Sonra hediyeyi verdiğimde bunu ona da söyledim, sonra durdu "e bu mum işte" dedi, kapağı açtı. O an bir aydınlanma yaşadım ve o şey daha sevimli gelmeye başladı gözüme. Bunun gibi işte, insan işlevini, amacını bilmediği şeylere bir miktar mesafeli durur. Bu da gecenin tespiti olsun. -Hiç kimse düşünmemişti çünkü.-
   Size de oluyordur belki, bir dönem arabesk dinleyesi geliyor insanın, bir dönem oluyor rock müziğe dönüyor. Şu an karadeniz müziklerine takıldım sanırım. Fonda bir liste çalıyor, hep karadeniz şarkısı. 1 saat önce İlhan Şeşen hayranıydım ne ara geldik buraya. İlginç varlıklarız vesselam. 
   2020'ye çok az bir zaman kaldığına göre bununla ilgili de bir şeyler yazalım da çünkü muhtemelen bir süre yazamayacağım. İlk yazımı geçen sene bundan 4 gün önce yazmışım. Bir sene ne çabuk geçti. Bu süreçte o kadar çok olay oldu ki. Bu blogun bana kattıkları kesinlikle göz ardı edilemez. Dedim ya, insan ayağını taşa çarpsa hayatında bir şeyler değişiyor. Bununla ilgili bir film önermek isterim. Koş Lola Koş. İlginç bir düşünce yapısı, bir kısmına katılmakla beraber elbette bir kısmını eleştiriyorum, inancımıza ve değerlerimize ters düşen yerler mevcut. Fakat filmin üslubu oldukça etkileyici ve insanın ufkunu açtığını söyleyebiliriz. Dikkatle ve dikkatli olarak izlemek gerek. 
   Yine hop ordan öbür tarafa atladığımız harika bir yazı oluyor. Kendi çapımızda eğleniyoruz işte biz de, çok görmemek lazım. Bu arada teknik olarak geride bıraktığımız gün benim doğum günümdü. Eş dost sağ olsun bu senede unutamadık. Oysa bu sene bunu hatırlamak istememiştim. Çünkü 22 oldum ve 22 olmak ilginç bir duygu. Sevdiğim bir sayı değildir, ve insan 22 sinde nasıl olur hiç bilemiyorum. Bir de bu yaşa gelip hala elle tutulur şeylerle uğraşmıyor olmak üzüyor insanı ister istemez. Tabii bu benim hatam. Ne yapalım, inşallah güzel şeyler yapabilirim bir gün. Yazı gereksiz uzamaya doğru gidiyor. 2020 ye dair de bir şeyler yazıp bir şiir ile kapatalım günü. 
   Yeni sene yeni heyecanlar getirir diye ümit ediyorum. Yeni senede kendime daha fazla şey katmayı ve kendimle barışık olurken kendimi yerden yere vurmamayı sonra kendimle iyi bir arkadaş olabilmeyi umuyorum. Kendimi boşverirsek, sevdiklerim ile dolu dolu bir sene geçirmeyi, yaşadıklarımın hayatım boyunca güzel anılar şeklinde hatırlanması duası ediyorum. Daha güzel bir dünya için elimden geleni yapabilmeyi, her şeyi değiştiremeyeceğimin bilincinde olarak düzeltebileceklerime odaklanmayı istiyorum. Biliyorum, evet hatırlatmama gerek olmayan şeyleri kendime artık bıktıracak kadar söylememem gerektiğini biliyorum. Bilmekle olmak aynı şey değil, onu da biliyorum. Bu bahsi kapayalım, bunları biliyorum.
   2020 ye dair özel beklentilerim yokmuş zaten. Sen de gelip gideceksin ey 2020, bakalım bitişini görebilecek miyiz. Rabb'im hayırlı ömür versin. 
   Kar yağmadığını da hüzünle belirteyim. İnşallah sabah her yer bembeyaz olur.
   Dualarınızı dilinizden, gönlünüzden düşürmediğiniz, daha iyisini yapabilecek güce sahipken elinizdekiyle yıllarınızı çürütmediğiniz, bol umut, bol neşe, bol hüzün, bol sevgi dolu bir yıl, bir ömür diliyorum. Ve bir Didem Madak mısrası ile elveda diyorum sizlere.
   
   "Birden içimde sevinçli bir gezegen keşfetmiştim
    Muhtemelen hayat vardı."
   

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yüzyıl sonra yeniden

Ben ne yaşıyorum allasen

Yine yolda